TEKEL Işığında Aygıt Meselesi

— Kamil KARAAĞAÇ

TEKEL işçilerinin direnişi işçi sınıfının son dönemdeki en önemli mücadele deneyimidir. Bu mücadele belli uğraklardan geçmiş ama işçiler açısından henüz son söz söylenememiştir.

TEKEL işçilerinin mücadelesiyle iş güvencesi yerine dayatılan 4-C uygulaması yani kuralsız ve esnek çalıştırmaya ilişkin işçi sınıfında bir bilinçlenmenin ve akabinde karşı duruşun şekillendiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. TEKEL işçilerinin kendi aralarında sağladığı birliğin başta kendileri olmak üzere işçi sınıfına bir özgüven kazandırdığı da herkesin malumu. İşçilerin mücadele sürecinde AKP’nin emek karşıtı politikaları teşhir olmuş, demokrasi maskesi düşmüştür. Kardeşliğe yönelik açılımı kimlerin yapmaya muktedir olduğu gözler önüne serilmiştir. Bütün bu söylenen ve buna benzer söylenebilecek olan olumlu sonuçların yanı sıra bir şeyin daha sorgulanmasına da ışık tutmuştur. Aygıt meselesi. Bu öyle bir mesele ki mücadeleyle belli bir noktaya getirilmiş bütün olumlu gelişmeleri ters yüz edebilecek bir karaktere sahip. Bu mesele TEKEL işçilerinin mücadelesiyle ortaya çıkmamıştır. Kökü hem Türkiye’de hem de dünyada çok daha öncelere gitmektedir. Yeni olan TEKEL işçilerinin mücadelesinin başarılı olmasının aynı zamanda bu meselenin çözümüyle yakından bağlantılı olmasıdır.

Nedir bu aygıt meselesi?

(Yazının tamamını okumak için tıklayın.)

Avrupa: Anvers, Belçika’daki Opel Fabrikası Hedef Tahtasında

— Christel KEISER

Fabrikanın kapatılması, ABD emperyalizminin Avrupa endüstrisi üzerine planlarının habercisi.

Balta, Anvers, Belçika’daki Opel fabrikasına indi. 2007 yılında, Opel’in yeni modelinin Anvers’de üretilmesini öngören bir yazılı anlaşmanın karşılığında fabrikada işten çıkarmalar ve beraberinde maaşların dondurulması başladı.

21 Ocak 2010’da Avrupa General Motors Başkanı Nick Reilly Haziran’da Anvers’deki Opel fabrikasını kapatmayı planladıklarını doğruladı. Bu, 2.600 kişinin, yani Avrupa’daki tüm Opel çalışanlarının %5’inin işten çıkarılması anlamına geliyor ki taşeronları da dahil edince Anvers bölgesinde tehdit altında olan işlerin sayısını üçle çarpabilirsiniz. 2009 kârını 3,4 milyon Avro olarak açıklayan GM, Almanya’da 4.000, Avrupa’da toplamda 8.300 Opel işçisini işten çıkarmayı planlıyor.

(Yazının tamamını okumak için tıklayın.)

Yunanistan krizinden Avrupa Birliği’nin lağvedilmesine: Tekrar Avrupa-Amerika İlişkileri Üzerine

— Dominique FERRE

Avrupa’daki durum, Avrupa Birleşik Sosyalist Devletleri mücadelesini gündeme taşıyor.

27 Mart: IV. Enternasyonal Avrupa Seksiyonlarının Konferansı; Gündemi Avrupa’daki Siyasi Durum ve IV. Enternasyonal’in Görevleri
Avrupa kapitalizmi umutsuz bir durum içinde. ABD burjuvazisi bilinçli olarak istemese bile ABD’nin ekonomik üstünlüğü, Avrupa kapitalizminin krizi atlatmasını engelliyor. Amerikan kapitalizmi, Avrupa’yı daha fazla kontrol ederek kıtayı devrim yoluna doğru itiyor. Küresel sorunun merkezinde de bu durum yatıyor.

Bu sözler Leon Troçki tarafından 1926 yılında yazıldı. Sanki bugün yazılmış gibi değil mi?

(Yazının tamamını okumak için tıklayın.)

Yugoslavya Savaşı’nın ‘Barışçıl Yollarla’ Sürdürülmesinin Aracı Olarak Srebrenitsa – Madalyonun İki Yüzü: Şovenizm ve NATO-Pasifizmi

— Pavlusko IMSIROVIC

Avrupa Birliği Parlamentosu denilen kurum, geçenlerde 11 Temmuz’u Srebrenitsa katliamının anma günü ilan etti ve tüm Avrupa Birliği (AB) destekçileri de Sosyalist Federal Yugoslavya Cumhuriyeti’nin (SFYC) çökertilmesiyle ortaya çıkan tüm ‘devlet’lerin bunu kendi meclislerinde kabul etmelerini bağlayıcı kılmak için kampanya başlattı. Zorunlu hale getirmenin propagandasını yaptıkları ‘anma’ hem kısıtlı hem de gerçekçi değil. Bir kez daha, küresel ve Balkan siyasi ve ‘kültürel’ aygıtları, Avrupa’da İkinci Dünya Savaşı’ndan beri işlenmiş en büyük savaş suçu olan Srebrenitsa trajedisinin 14. Yıldönümünün, Yugoslavya savaşının “barışçıl” aygıtlarla sürdürülmesi ve Balkanlardaki gerici statükonun sonu gelmez bir şekilde yerleştirilmesi için kullanıyorlar. Bu durumdan hareketle, sizlere Yugoslavya savaşıyla ilgili medya ve siyasi aygıtlar tarafından gizlenen, sümen altı edilen ve bahsedilmeyen gerçekleri hatırlatacağım.

(Yazının tamamını okumak için tıklayın.)

Uluslararası İletişim: Neden Yeni Bir Yayın?

8–12 Ekim 2009 tarihlerinde Paris’te yapılan IV. Enternasyonal’in 7. Dünya Kongresi Şubat 2010’dan itibaren bir politik yayın çıkartmaya karar verdi: Uluslararası İletişim.

Dört ayda bir La Vérité-Gerçek çıkmaya devam edecek. Gerçek’in teorik karakteri, Marksizm’i teorik ve ideolojik olarak savunma mücadelesindeki açık ihtiyaca önem verecek.

Karar metninde de özetlendiği gibi bu iki yayının çerçevesi ve gayesi gerek IV. Enternasyonal’in gerekse onun seksiyonlarının örgütlenmesi ve üye kazanması için merkezi bir araç olmaktır:

Politik mücadelenin ve örgütlenmenin aracı olarak Uluslararası İletişim’in üretilmesi (yayınlanması ve çevirisinin yapılması) bu sayfalarda yönelimlerini yansıtacak olan seksiyonlarla politik diyaloğun kuvvetlendirilmesini de kapsayacaktır. Teorik yayınımız Gerçek’te olduğu gibi yazı kurulu Uluslararası Sekreterya tarafından oluşturulacaktır. Uluslararası Sekretarya’nın Yürütme Kurulu, yayının hazırlanışından yayınlanmasına kadar yayının bütün üretimini sağlayacaktır. Bu yayın IV. Enternasyonal’in kolektif örgütçüsü olmalıdır.

Bu yeni yayının amacı küresel durumun çelişkili unsurları üzerine düşünen bütün militan ve okurlara sınıflar mücadelesine müdahalede rehberlik etmeye ve IV. Enternasyonal’e yeni üyeler kazanmaya yardımcı olmaktır.