Ortadoğu: Camp David’den 35, Oslo’dan 20 yıl sonra Amerikan Barışı

— Samir HASSAN ve François LAZAR ((La Vérité/Gerçek’in Aralık 2013 tarihli 80. sayısından dilimize çevrilmiştir.))

İsrail-Mısır Barış Antlaşması, 26 Mart 1979 tarihinde, Beyaz Saray’ın Kuzey Çayırı üzerinde kurulmuş podyum üzerinde Mısır Cumhurbaşkanı Sedat, İsrail Başbakanı Begin ve ABD Başkanı Carter arasında imzalandı. İmza töreni altı ay önce Camp David’de yapılan mutabakatın sonucuydu. Antlaşmaya imza koyarak güvence altına alan ABD; o tarihten itibaren Mısır’a her yıl 1,3 milyar dolar askeri yardımda bulunurken İsrail’e de önceden beri sürmekte olan ve bugün yılda 3 milyar dolara ulaşan askeri yardımını devam ettirdi.

Bu bir Amerikan Barışı idi [Pax Americana –ç.n.] ve Ortadoğu’daki tüm gelişmelerin temel taşı olacaktı. Oslo Görüşmeleri’nin ve 1993’te Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) Yürütme Komitesi Başkanı Yaser Arafat, İsrail Başbakanı İzak Rabin ve ABD Başkanı Bill Clinton arasında imzalanan mutabakatın da yolunu açtı. Ancak o zamandan beri Mısır Devrimi bölgedeki emperyalist düzeni sarsmış durumda. Bugün Ortadoğu’da Amerikan Barışı ne durumda?

İsrail-Mısır Barış Antlaşması, İsrail Devleti’nin Mısır yönetimince tanınmasını içeriyordu. Mısır’ın –Ekim 1973 savaşından beri İsrail ordusunun işgali altında bulunan– Sina Yarımadası’na dönüşünü (Mısır Cumhurbaşkanı’nın neredeyse tek amacı buydu) sağlıyor ve yarımadayı askersizleştirerek İsrail Devleti’nin güney sınırını güvence altına alıyordu.

Antlaşma kapsamında İsrail vatandaşları, gemileri ve yükleri Süveyş Kanalı’ndan serbest geçiş hakkına sahip oluyordu. ABD gemileri de Süveyş Kanalı’na serbest erişime sahip oldukları gibi Mısır hava sahası da Amerikan Hava Kuvvetleri’ne açılıyordu. Dahası “Taraflar, bu Antlaşma ile çelişecek hiçbir yükümlülük altına girmeyeceklerdir” (madde VI, fıkra 4) hükmü de geliyordu ki bu da basit bir mesele değil.

(devamını basılı olarak edinebilirsiniz)