–Pablo Garcia-Cano Locatelli
(Tarragon ve Paris İşçi Konferanslarının katılımcısı, CCOO Madrid Endüstri yöneticisi ve John Deere şirketi kurul üyesi)
Avrupa İşçi Konferanslarına (İspanya-Tarragon’da 16-17 Mart 2013 tarihlerinde ve daha sonra da Fransa-Paris’te 1-2 Mart 2014 tarihlerinde gerçekleştirilen) katılan İspanyol militanlar, işçi haklarına yönelik ciddi saldırıları gündeme getiren uluslararası şirketleri, Troykanın ve finans sermayesinin emrindeki hükümetlerin ülkelerindeki grev hakkına, tüm demokratik ve sendikal özgürlüklere karşı sürdürdükleri saldırıları ifşa ettiler.
Avrupa İşçi Konferanslarına katılan militanlara ve uluslararası emek hareketine hitaben kaleme alınan bir mektupta İspanya emek hareketi militanları, işçi sınıfının sömürüye karşı mücadelesindeki en temel kazanımlardan birine karşı sürdürülen ve gitgide şiddetlendirilen bu saldırıları kınadılar.
İspanya’da hükümetler greve giden sendikacılara suçlu muamelesi yapmakta, onlara cinayet ya da şiddet suçlularından daha kötü koşullar dayatmakta ve daha ağır cezalar istemektedirler.
“Demokrasi ve Sendikaların Bağımsızlığı Platformu”nun son toplantısında greve gittikleri için aleyhlerinde dava açılan yaklaşık 300 sendikacı hakkında bir rapor hazırlanması talep edildi.
Hükümetin kılavuzluğunda savcılık makamı (Airbus şirketinden sekiz çalışan davasında) genel grevler esnasında, toplu sözleşmelerin savunulması ve kamu hizmetlerinde bütçe kesintilerine karşı çıkılması konularında bilgilendirme yapan grev gözcülüğü görevine katılmalarından dolayı henüz ilk duruşmalarda 120 yıl hapis cezası istemektedir.
Yargıçların yönelttikleri suçlamalar Ceza Yasası’nın 315.3 maddesine dayanmaktadır. Bu madde, “işçi haklarına karşı işlenmiş suç” adı altındaki bir suç için asgari 3 yıldan başlayan 4-5 yıllık hapis cezası öngörmektedir (Yargıçlara göre grev, çalışma “hakkına” engel teşkil etmektedir – editörün notu). Ancak cezalar daha da ağır olacaktır. En sembolik vaka Airbus şirketinden sekiz işçiyle ilgili olandır. Savcılık bu davada 66 yıl hapis cezası istemektedir (her biri için sekiz yıl üç ay olmak üzere). Sendikacılara karşı böyle hapis cezaları Franco diktatörlüğünden beri görülmüş bir şey değildir.
Geçtiğimiz 10 Aralık’ta Getafe 1 no’lu Ceza Mahkemesinde ilk duruşma gerçekleştirildi. Mahkemeye birkaç yüz sendikacı katıldı. CCOO Genel Sekreteri Ignacio Fernandez Toxo istenen cezada indirim sağlanamadığını, savcının talebinde ısrarcı olduğunu aktardı.
11 Şubat günü ikinci duruşmanın yapılacağını belirterek hükümetin ve meclisin Ceza Yasası’nı gündeme almasını, 315. maddenin 3’üncü fıkrasını kaldırmasını ve sendikacılara karşı açılmış davaların düşürülmesini talep eden bir çağrı yaptı.
CCOO Genel Sekreteri ICTU (Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu) yönetim toplantısında, 18 Şubat günü için grev hakkını savunan 24 saatlik bir küresel eylem günü önereceklerini duyurdu. Bu küresel eylem gününde, her ülkede eylemler yapılarak tüm hükümetlerden ve işveren örgütlerinden sendika özgürlüğüne saygı göstermelerini ve özellikle İspanya’daki gibi vakalarda sendikacılara karşı açılmış davalara son vermeleri çağrısı yapılmasını isteyeceklerini belirtti. Bu sadece sekiz Airbus çalışanıyla ya da İspanya’da aleyhinde dava açılmış olan 300 sendikacı ile (aralarında benim fabrikamdan yoldaşlar da olan) dayanışma kampanyası yapma konusu değildir. Bugün ILO’da grev hakkını ve sendika özgürlüğünü koruyan sözleşmelere yönelik şiddetli bir işveren saldırısı söz konusudur.
Benim fikrime göre, İspanyol hükümetinin bu durumu değiştirecek bir şey yapması konusunda hiçbir beklenti içerisinde olamayız. Ancak işçi konfederasyonlarımızın gerçek, güçlü ve birleşik bir mücadelesi ile bu davaların geri çekilmesini sağlayabilir ve Ceza Yasası’ndaki 315. maddeyi kaldırtabiliriz. Hükümet ile “sosyal diyalog”un hiçbir şeyi değiştirmediğini gördük. Tersine davalar devam ediyor ve savcılık işçilere karşı gitgide daha uzun hapis cezaları ve daha ağır para cezaları talep ediyor.
Grev hakkının ve sekiz Airbus çalışanının savunulması için gerçekleştirilecek 24 saatlik eylem gününe kadar mücadelenin her ülkeye yayılması ve Rajoy hükümetinin tüm bir uluslararası işçi hareketinin basıncını hissetmesi gereklidir. Grev yapmanın suç olmadığı haykırılmalı, Ceza Yasası’nın 315.3 maddesinin kaldırılması talep edilmelidir. Birimize ilan ettikleri savaşın hepimize ilan edilmiş bir savaş olduğu gösterilmelidir.
Getafe (Madrid), 12 Aralık 2014