Avrupa Birliği’nin karşı devrimci karakterini bütün çıplaklığıyla Yunanistan’da gördük. Bir halkın egemenliğinin nasıl ortadan kaldırıldığına tanık olduk. Gerçi bunu görmek için Yunanistan’ı yaşamaya ihtiyacımız yoktu. Daha önce eski Yugoslavya’da ülkenin parçalanması için müdahalede bulunurken, yakın tarihte Ukrayna’da faşist çeteleri desteklerken, ABD emperyalizminin Körfez Savaşı’na açık destek verirken, Libya sonrası Afrika’ya saldırırken, şimdilerde Orta Doğu’ya bombardıman uçakları ve savaş gemileri gönderirken…
Ama bunların yanı sıra bizzat kendi işçi sınıfına ve onun haklarına saldırırken gördük. Bu saldırı günümüzde de bütün şiddetiyle devam ediyor. AB; Avrupa işçi sınıfının ve Avrupa halklarının can düşmanı. Bunu bütün eylemleriyle kanıtlıyor. Avrupa’nın belli başlı işçi örgütlerini yok etmeye çabalıyor, olmazsa korporatist bir anlayışla onları esir almaya çalışıyor. Avrupa Sendikalar Birliği ETUC bu konuda AB’nin en büyük destekçisi. Dolayısıyla Avrupa işçi sınıfıyla AB arasında müthiş bir savaş sürüyor. İşçi sınıfı bu mücadeleden yenilmeden çıkabilmek için bizzat kendi örgütlerinin liderlikleriyle de hesaplaşmak zorunda.
Dünyanın en güçlü işçi örgütleri hâlâ Avrupa’da. Emperyalizmin mevcut sistemik krizi bu örgütlerin imhasını gerektiriyor. Dahası, bu örgütlerin liderlikleri kendi denetiminde bile olsa, emperyalizm gene de bu örgütlerin yıkılması için mücadele ediyor. Çünkü sınıf mücadeleleri içinde öyle “zamanlar” oluyor ki, ETUC liderliği gibi satılmış sınıf önderlikleri bile sınıfın mücadelesinin önünde duramaz oluyor, emperyalist efendilerinin çıkarlarını yeterince savunamıyor. Dolayısıyla işçi sınıfı örgütlerinin imhası şart oluyor. Onun için bugün Avrupa’da çok sert bir sınıf mücadelesi sürüyor.
İşte Büyük Britanya işçi sınıfının içinden 23 Haziran tarihinde yapılacak olan Avrupa Birliği’nde kalıp kalmama referandumunda açıkça AB karşıtı bir tutum sergileyen sektörlerin ortaya çıkmaya başlaması bu yüzden çok önemli. Britanya’da AB karşıtı kampanyada yer alan imzacılar arasında Britanya Komünist Partisi’nden olduğu kadar ve hatta ondan da fazla İşçi Partisi içinden çeşitli sektörler yer alıyor. Ayrıca bağımsız sendikacılar, Tarık Ali gibi tanıdık entelektüeller de ilk imzacılar arasında. Ancak bu kampanya Britanya ile sınırlı. Dolayısıyla aşağıdaki metni (çağrıyı Almanca ve İngilizce olarak okuyabilirsiniz) imzaya açan Alman sendikacılar ve işçi hareketi temsilcileri, AB karşıtı kampanyalarını Britanya üzerinde bütün Avrupa’ya yayma çabasındalar. Daha şimdiden Avrupa çapındaki bu kampanyaya birçok Avrupa ülkesinden binlerce destek imzası gelmiş bulunuyor. Bu durumda hâlâ AB üyesi olmamakla birlikte, onun bütün karşı-devrimci etkisini üzerinde hisseden Türkiye işçi hareketinin de bu kampanyanın bir parçası olması sınıf mücadelesinin gereği.
Emperyalizmin Avrupa işçi sınıfı üzerindeki en güçlü silâhı AB. Bu kurumun bir yerinde gedik açılması bütün Avrupa işçi sınıfları için bir kurtuluş yolunun açılması anlamına gelecek. AB paramparça olduğunda bakalım Orta Doğu’daki savaş bu kadar kolay yürütülebilecek mi? O halde aşağıdaki metni imzalamak Türkiye’nin bütün namuslu işçi örgütleri, sosyalist partileri, gençleri ve aydınları için bir görev olsa gerek.
(İmzalarınızı iletisim@pgbsosyalizm.org adresine gönderebilirsiniz.)
Avrupa Çağrısı
Bizler; Avrupa Birliğinin üyesi olsun olmasın, Avrupa kıtasının bütün ülkelerinden, işçi hareketinin tüm eğilimlerinden emekçiler, gençler, sendikacılar ve siyasetçileriz.
Büyük Britanya’da, 23 Haziran tarihinde, gündemine temel soru olarak Avrupa Birliğinde “kalmayı” ya da ondan “ayrılmayı” alan bir referandum kararı alınmış bulunuyor.
İşçi Partisi yönetiminin ve Avrupa Sendikalar Konfederasyonunun (ETUC) zirvelerinin aksi yönde talimatlarına rağmen 23 Haziran’da AB’den “ayrılmak” yönünde oy kullanılması çağrısı yapan Britanyalı sendikacıları, İşçi Partisi seksiyonlarını ve işçi militanları selamlıyor ve destekliyoruz.
Yunanistan’dan Portekiz’e, Polonya’dan Almanya’ya AB ve TROYKA tarafından dayatılan planların ve yönergelerin – ki hepsi “serbest ve düzgün rekabet koşullarının” sağlanması üzerine temellenmiş Avrupa sözleşmeleriydi- ne anlama geldiğini ve politik rengi ne olursa olsun bütün hükümetler tarafından nasıl hayata geçirildiğine yıllardır kendi gözlerimizle tanık olduk.
Halklarımız ve Avrupa’nın bütün emekçileri, ülkeleri ister AB üyesi olsun isterse sözde “yardımcı ortaklık” statüsüyle bu birliğin boyunduruğu altında olsunlar, istisnasız hepsi şu politikaların mağduru oldular: kuralsızlaştırma, çalışma yasalarının ve işçi haklarının dinamitlenmesi (emeklilik hakları, sosyal güvenlik ve toplu sözleşmeler sistemi), özelleştirmeler ve kamu hizmetlerinin imhası, borç ödemeleri adı altında bütçe kesintileri, halk egemenliği ve ulusal egemenliğin bütün biçimlerinin sorgulanması…
Çeşitli sözleşmelerle NATO’nun içine dahil edilmiş bulunan AB’nin, yabancı askeri müdahaleleri desteklediğinin ve milyonlarca insanı göç yollarına sürüklediğinin farkındayız.
18-19 Şubat tarihlerinde gerçekleştirilen Avrupa Zirvesinde, Britanya Başbakanıyla Avrupa Komisyonu arasında varılan anlaşma sonucunda ortaya çıkan durumun emekçilerin kendi aralarındaki rekabeti daha da şiddetlendireceğini gözlemliyoruz. Nitekim bu anlaşma gereğince, Büyük Britanya’ya göç etmiş bulunan herhangi bir AB ülkesi vatandaşı her emekçi dört yıl boyunca, Britanya işçi sınıfının daha önceki mücadeleleri sonucu kapitalizmden söküp aldığı hiçbir hakkı kullanamayacaktır. Doğal olarak bunun yol açacağı sonuç; emekçiler arası rekabeti körüklemek, “işgücü maliyetini” düşürmek için yeni bir saldırıya hazırlanmak, gerici bir yabancı düşmanlığı ikliminin oluşmasını teşvik etmektir.
Kapitalistlerin ve bankerlerin çıkarları doğrultusunda elindeki bütün imkânları emekçileri birbirlerine kırdırtmak için seferber eden bu “Avrupa Birliğine” karşı, emekçilerin, kendi haklarını, halklarının egemenliğini ve demokrasiyi savunmaları ve yeniden fethetmeleri için Avrupa’nın bütün halklarının ve emekçilerinin birliğini savunuyoruz.
Norveç Sendikalar Konfederasyonu’nun (LO) Trondheim kentindeki yerel örgütlenmesi Trondheim Sendikalar Konseyi’nin yıllık konferansında bir araya gelen 578 delegeyle birlikte “AB’yi terk etmek” ve “Avrupa ve dünyanın bütün emekçileriyle birlikte mücadele etmek” yönünde oy kullanmaya karar veren Britanyalı emekçileri destekliyoruz.
23 Haziran’da Britanyalı emekçilerin zaferi, bütün ülkelerde kendi sınıf mücadeleleriyle AB’nin yıkım planlarına ve bu planları uygulayan kendi hükümetlerinin politikalarına direnen bütün emekçiler için güçlü bir dayanak olacaktır.
İlk İmzacılar
Peter KREUTLER (AfA Düsseldorf Bşk. Yrd., Ver.di)
Cornelia MATZKE ( 1989’dan sonra oluşan ilk Saksonya Bölgesel Parlamentosunun milletvekili, Ver.di)
Norbert Müller ( Ver. Di, AfA, Frankfurt/Main)
Peter SAALMÜLLER ( Ver. Di, SPD)
Anna Helena SCHUSTER (Ver. Di)
Birgit SHUTZ ( NGG restorasyon sendikası, işyeri konseyi üyesi, AfA Düsseldorf
H.W. SCHUSTER (Ver. Di, AfA Düseldorf Bşk.)
Bu çağrıyı destekliyorum
İsim, Soyisim……………………………………………………………………….
Kurumu……………………………………………………………………………….
Ülke………………………………………………………………………………………
E-Mail, tel…………………………………………………………………………….
Lütfen e-mailinizi şu adrese gönderin: h.w_schuster@yahoo.com