— Alan Benjamin1
Gazze halkına karşı, ABD’nin finanse ettiği İsrail bombardımanları ve şiddetli kara saldırısının (bugüne kadar büyük çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 2 binden fazla Filistinlinin öldürüldüğü, ardında 9 bin 500’den fazla ağır yaralı ve 400 bine yakın evsiz bırakan, Gazze’nin tarım ve sanayisinin büyük bir kısmını yok eden) sonrasında ABD işçi hareketinde yeni bir durum gelişiyor.
Her geçen gün İsrail bombardımanlarına ve Gazze ablukasına karşı protesto eylemleri büyürken, Gazze’deki vahşetin boyutlarına tanıklık eden işçilerin ve gençlerin sayıları artıyor, ABD hükümetinin İsrail’e verdiği destek daha çok eleştiriliyor. Bu, yeni bir durum. Bugüne kadar İsrail Devleti’ne verilen halk desteği büyük ölçüde tartışmasız olmuştur.
2 Ağustos’ta, Washington D.C.’de [ABD’nin başkenti – çn] 50 binden fazla kişinin katıldığı kitlesel bir mitingde konuşan Carol Gay (New Jersey Eyalet Sendikal Konseyi başkanı ve İşçi Savunma Ağı’nın Ulusal Yürütme Kurulu üyesi) ülke genelinde gelişen hassasiyeti dile getirdi:
“İşçiler olarak biz, Gazze’deki, Batı Şeria’daki ve mülteci olarak dünyanın dört bir yanına dağılmış durumdaki TÜM Filistinlilerle dayanışma içindeyiz. ABD hükümetinin İsrail’e sorgusuz desteğini kınadığımızı haykırmak için buradayız. İsrail’e verilen bu düşüncesizce, gözü kapalı destek ahlaksız ve yasa dışıdır…
“Bu [silahlı-silahsız, yaşlı, çocuk, hasta ayırmayan – çn.] RASTGELE saldırılar sadece toplu cezalandırma değil, açıkça etnik temizlik planının bir parçasıdır… Obama’dan, John Kerry’den ve Kongre’den [ABD parlamentosu] İsrail’e, bombardımanları ve Gazze kuşatmasını durdurması, yerleşimlerin genişletilmesine son vermesi ve işgali derhal sonlandırması için baskı yapmasını talep ediyoruz!”
“ABD’nin bunu yapacak gücü var mı? EVET, İsrail’e tüm yardımları keserek yapabilir. Evet, bizden toplanan milyarlarca dolar verginin işgali finanse etmek için kullanılmasına son vererek yapabilir. Bizden tek kuruş yok! İsrail’in katliamlarının faturasını ödemeyi reddediyoruz.”
İşçi Savunma Ağı, sendikal hareketin bağımsızlığını korumak için mücadele etmek ve istihdamın, hakların ve kazanımların topyekûn saldırısına karşı işçiler ve sendikalarıyla birlikte bir savunma mücadelesi stratejisi geliştirmek için bir araya gelmiş sendikacılardan ve militanlardan oluşan bir koalisyondur.
– Sendikaların ve işçi sınıfı militanlarının ulusal savaş karşıtı koalisyonu olan ABD Savaşa Karşı İşçi Cephesi (USLAW), 12 Ağustos tarihinde “Toplu Cezalandırma Bir Barış Yolu Değildir, Savaş Suçudur” başlıklı bir bildiri yayınladı. “Gazze kuşatması[nı] ve Filistin işgali[ni] yasadışı” olarak tanımlayan bildiride USLAW, Gazze kuşatmasının kaldırılması çağrısı yaptı ve “Gazze’nin sivil halkının toplu cezalandırılması[nın] yasa dışı” olduğunu dile getirdi.
USLAW, Gazze bombalamaları ve saldırılarının sona erdirilmesi çağrısının yanı sıra şunu da belirtti:
“Tespit edilen 1.960 Filistinli kaybın yaklaşık yüzde 71’i sığınacak yeri olmayan Gazze sakini sivillerdi. Kendilerine gösterilen Birleşmiş Milletler (BM) sığınaklarına gittiklerinde de daha fazla güvende değillerdi. İsrail, 230 okulu (25 tanesi tamamen yıkıldı), 29 hastane ve sağlık merkezini (5 hastane kapatılmak zorunda kaldı),Gazze’nin tek elektrik santralini (kullanılamaz durumda), su ve kanalizasyon arıtma şebekesini ve yerleri İsrail hükümeti tarafından belirlenmiş üç sivil BM sığınağını bombaladı. Bölgedeki her Filistinlinin muharip olduğunu varsayarak, neredeyse Gazze’nin yarısını kapsayan bir “tampon” bölge(serbest atış bölgesi) ilan etti.”
USLAW, ABD hükümetinin Gazze’de gerçekleştirilen katliamlardaki sorumluluğunu şöyle vurguladı:
“ABD İsrail’e yılda 3,1 milyar dolar veriyor, bunun çoğu, tıpkı şu an olduğu gibi Gazze’deki saldırılarda kullanılan bombalara, füzelere ve silahlara gidiyor. ABD, İsrail’in askeri bütçesinin yüzde 25’ini karşılıyor… Hükümet 2018’e kadar, İsrail’e her yıl 3,1 milyar dolar vermeyi onayladı. 2015 bütçesinde Obama tarafından İsrail’e önerilen yardım, ABD’nin tüm dünyadaki askeri harcamalarının yaklaşık yüzde 55’ini oluşturuyor.
“ABD, istihdamın arttırılması, sosyal güvenlik ağının onarılması, uygun fiyatlı konut inşası, sürdürülebilir enerji alternatiflerinin geliştirilmesi, dağılmakta olan altyapının yeniden inşası, eğitime yatırım, sağlık hizmeti sağlanması ve başka sayısız yolla yaşam standartlarımızın iyileştirilmesi için kullanılabilecekken, İsrail’in askeri ve yasa dışı işgalini desteklemek için her yıl milyarlarca dolar veriyor.”
USLAW’ın Ulusal Yürütme Komitesi tarafından yapılan bu çağrı, uzun süredir AFL-CIO’nun ulusal önderliğinin ve onun Yahudi İşçi Komitesi aracılığıyla İsrail lobisinin etkisinde olan ABD işçi hareketinde daha önce benzeri görülmemiş bir çağrıdır.
USLAW’ın bildirisi kamuoyuyla paylaşıldıktan kısa süre sonra, bazı yerel sendikalar ve işçi konseyleri İsrail’in Gazze’deki bombardımanına ve saldırılarına son vermesi, İsrail/Mısır’ın ablukasının kaldırılması ve ABD’nin İsrail’e tüm askeri desteğini kesmesi çağrısı yapmak için kararlar almaya başladı.
– Alameda [Oakland, Kaliforniya – çn] Merkezi İşçi Konseyi (AFL-CIO), açıklama yapan ilk yerel konsey oldu:
“BMye göre 1.000’den fazla Filistinli öldürüldü ve 6.300’den fazlası yaralandı. Filistin kayıplarının 3/4’ü sivil. Yaklaşık yarısı kadın ve çocuklardan oluşuyor. Saldırı başladığından bu yana, her saat ortalama olarak 5 çocuk ya öldürüldü ya da yaralandı.”
“Sivil halk, evler, hastaneler, okullar, su, kanalizasyon ve elektrik şebekeleri hedef alınarak toplu cezalandırma sürdürülüyor. Uluslararası hukuka göre bu, savaş suçudur.”
“13 Temmuz’da Başbakan Benjamin Netanyahu, ‘Batı Ürdün Nehri [Şeria Nehri – çn] topraklarının güvenlik kontrolünden feragat edeceğimiz hiçbir anlaşma söz konusu olamaz’ açıklamasıyla İki-Devlet çözümünü temelden reddettiğini ilan etti.” (Haaretz, 16 Temmuz 2014)
“2009 yılında Gazze’ye gerçekleştirilen, 1.400’den fazla Filistinlinin öldürüldüğü büyük İsrail saldırısı zamanında, Alameda İşçi Konseyi’nin üyesi olduğu USLAW şunları söyledi: Uluslararası çatışmaların çözümünde askeri yöntemler kullanılmasını reddediyoruz. Barış ve güvenliğe giden yol asla savaştan geçmez.”
“Biz, karşılıklı anlayış ve barışa giden yolu dünya işçi sınıfı dayanışmasının önereceğine duyduğumuz inançla hareket ediyoruz.”
“Biz; Yahudi toplumunun soykırıma uğramasının, İsrail Devleti’nin ağır insan hakları ihlalleri, malların gasp edilmesi, evlerin ve tarlaların yok edilmesi, yasa dışı yerleşimler kurulması ve Filistinlilere apartheid [eskiden Güney Afrika’da olan ırk ayrımcılığı rejimi – çn] benzeri koşulların empoze edilmesi ya da Gazze kuşatması suçlarını işlemesine zemin hazırladığına katılmıyoruz.”
– 25 Ağustos 2014 tarihinde gerçekleştirilen San Francisco İşçi Konseyi’nin (AFL-CIO) Delege Toplantısında, Konsey’in “Gazze’deki bombardıman ve saldırılara şiddetle karşı olduğunu” açıklayan bir karar kabul edildi.
“Gazze bombardımanlarına karşı uluslararası sendikal hareket tarafından örgütlenen eylemler”ini aktardıktan sonra Konsey, 31 Temmuz 2014 tarihinde Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) – AFL-CIO’nun üyesi olduğu uluslararası sendikal yapı – tarafından yayımlanan ve “1,9 milyon insanı hapseden kuşatmanın kaldırılması” çağrısı yapan bildiriyi selamladı.
Konsey, “ITUC ile birlikte Gazze kuşatmasının kaldırılması çağrısı”nda bulunduğunu ekleyerek, Uluslararası Taşımacılık Federasyonu’nun Gazze’ye tıbbi malzeme ve diğer insani yardımların ulaştırılması için gösterdiği çabayı alkışlayarak sona erdi.
İşçi hareketi hanesindeki bu çatlaklar önemli. Bu çatlakların ülke çapında, İsrail bombardımanlarının derhal sonlandırılması ve kuşatmanın hemen kaldırılması çağrısı yapan sendikal yapıların onaylayacağı yeni kararlar ve açıklamalarla genişletilmeye ihtiyaç var.