Brezilya’da neler oluyor? SON DAKİKA! Kitleler son sözlerini henüz söylemediler!

Dilma’nın Senato kararıyla görevden alındığı tarihten bu yana neler oluyor?

Uluslararası Komünist Hareket’ten bir militanın bize gönderdiği notlar:

(…) “Kararın hemen ardından, ülkenin her yerinde henüz hiçbir örgütün çağrısı olmadan kendiliğinden kitle gösterileri patlak verdi: Sao Paulo’da 30 bin, Rio’da 15 bin, Porto Alegre’de 10 bin kişi… 1964 askeri darbesinin uğursuz anısını canlandırır tarzda silâhlı atlı polisler kitlenin üzerine sürüldü. Ülkedeki hiçbir işçi ve halk örgütü başında mafyacı Temer’in bulunduğu bir hükümetin meşruluğunu kabul etmiyor.”

(…) “Ülke çapında, hükümet darbesine karşı çok büyük bir öfke var. Darbe henüz başarıya ulaşamadı. İşçiler, yoksul köylüler ve gençler darbeye karşı direnmenin yollarını arıyorlar. Gün, direniş günüdür. Biz, bulunduğumuz bütün eyaletlerde ve bölgelerde bu direnişi somutlaştırmak için şu şekilde hareket ediyoruz: Darbenin boğulması için Genel Grev! Darbeye karşı mücadele komitelerinin yaygınlaştırılması!, Temer defol!, Kahrolsun hükümet darbesi!, Söz halka geri verilsin! Bunlar için tek bir acil talep: Egemen bir kurucu meclis! Bunu hayata geçirmeninse tek yolu var: İşçiler, topraksız köylüler ve gençler kendi örgütleriyle birlikte Genel Greve!

(…) “Her yerde; fabrikalarda, atölyelerde, devlet dairelerinde, okullarda, hastanelerde, otellerde, bütün hizmet sektöründe, işgal edilecek topraklarda hükümet darbesine karşı bir kurucu meclis için birleşik mücadele komiteleri! Hükümet darbesine karşı mücadele içine girmiş komitelerin delegeleriyle bir ulusal Halk Meclisi!”

(…) “İşçi ve halk örgütlerinin önünde iki yol var: Ya darbecilerin yargı kurumları tarafından – ki bu kurumların bugüne kadar parçalanmamış olması PT’nin Lula ve Dilma önderliklerinin ağır suçudur- saptanan 180 günlük mahkeme sürecinin sonlanması süreci beklenerek karara boyun eğilecek. Kaldı ki bu çürümüş kurumlardan işçiler, halk ve gençlik için olumlu bir karar beklemekten büyük bir gaflet olamaz.

Ya da, darbecilere karşı milyonlar tarafından en az altı aydır defalarca haykırıldığı gibi duruma bu kitleler tarafından el konulacak ve halk egemenliği üzerine kurulu bir politik çıkış yolu açılacaktır.”

Brezilya’da Amerikan Malı Darbe

alan benjamin

— Alan Benjamin

 

Obama Yönetimi, Venezuella’da Maduro Hükümetinin devrilmesini desteklemek için Amerikan Devletleri Örgütü’nün (OAS – Organization of Amerikan States)  Şartı’na başvuruyor  

Washington’da OAS Daimi Konseyi’nin 18 Mayıs toplantısında konuşan ABD’nin OAS Büyükelçisi Michael Fitzpatrick ilk defa açıkça Obama yönetiminin Brezilya’da Başkan Dilma Rousseff’e karşı gelişen darbe ile ilgili duruşunu ortaya koydu.

Fitzpatric Venezuella, Bolivya ve Nikaragua OAS elçilerine (hepsi Brezilya’da olanın bir “darbe” olduğu ve Temer geçici hükümetinin “gayrimeşru” olduğunu ortaya koyarak Brezilya’daki diplomatik misyonlarını geri çektiler) itiraz ederek şunları belirtti:

Herhangi bir ‘darbe’ kavramı mantıksızdır. Brezilya’da adalet sisteminin, Temsilciler Meclisi’ne ve Brezilya Senatosu’nun demokratik kurumlarına saygısının oldukça net olduğuna dair şüphe yok. Net bir güçler ayrılığı ve yasama mevcut. Çatışmaya barışçıl bir çözüm bulunabilir.

Fitzpatrick çeşitli vesilelerle azil sürecinin hukuki temelini sorgulayan OAS Genel Sekreteri Luis Almagro’ya bile itiraz etti. Wall Street Journal’de yayınlanan çeşitli başyazılarda Fitzpatrick, Temer’in “Brezilya’yı resesyondan çıkarmaya yardım eden ilk adımlarını” hoşnutlukla karşıladı.

Bu, işçilerin emekli maaşlarında ağır kesintiler ve toplu sözleşmelerinde “reform” yapmayı; dünya çapında işçiler ve halklar için çok yıkıcı yapısal değişiklik planlarını ilerletmeyi amaçlayan Temer’in 12 Mayıs önlemleri duyurusuna doğrudan bir referanstı.

Meksika’daki La Jornada  isimli liberal gazetede 19 Mayıs’ta çıkan bir başyazıda Fitszpatrick’in OAS’daki konuşması hakkında şunlar belirtildi: “ABD 1964’de Brezilya’daki askeri darbeyi desteklediği gibi şimdi 2016’da ‘parlamenter darbe’yi destekliyor.” Birkaç gün once, La Jornada Michel Temer’in yıllardır ABD hükümetinin ajanı olduğunu belirten Wikileaks raporlarından bir başsayfa hikayesi yayınlamıştı.

Fakat Fitzpatrick’in söyledikleri sadece bu kadar değildi. Nicolas Maduro hükümetinin, ABD tarafından finanse edilen sağ kanat muhalefet güçlerince beslenerek derinleşen politik ve ekonomik krizle yüzleştiği Venezuella’daki durum üzerine konuşurken Fitzpatrick şunları ifade etti: “Oysa Brezilya’da hukukun üstünlüğü varken Venezuella’da böyle birşey yok ve bizim kaygımız budur.

Fitzpatrick “Venezuella’nın, [OAS’ın] Amerika Kıtası Demokratik Şartı’nın sürekli ihlalinden sorumlu tutulması için” OAS’ı zorlamaya devam etti. ABD, bu Şart’ın en son 2009’da Başkan Manuel Zelaya’nın devrildiği ABD destekli darbe zamanında (aslında, ABD Dışişleri Bakanı Hilary Clinton tarafından tertiplenmişti) başvurmuştu.

Beklendiği gibi Fitzpatrick 2002’de ABD hükümetinin, seçilmiş başkan Hugo Chavez’in hükümetini deviren darbeyi hazırlayanlara politik ve lojistik yardım yapmasından, malzeme vermesinden bahsetmedi.  Bugün ABD’nin aktif olarak, şiddetli sokak provokasyonlarını içeren kitlesel bir istikrarsızlık kampanyasında, açıkça ve yüzsüzce “hukukun üstünlüğünü” ihlal eden muhalif gruplara on milyonlarca dolar sağlayarak ve aynı zamanda sermayesizleştirme ve büyük yokluklara neden olan diğer ekonomik sabotajlarla Nicolas Maduro hükümetine karşı bir askeri darbeyi körüklediğinden bahsetmedi.

Başkan seçilmesinden kısa bir süre sonra Barack Obama, Trinidad-Tobaga’da gerçekleşen Nisan 2009 Beşinci Amerika Kıtası Zirvesi’ndeki konuşmasında “kıtadaki ülkelerin iç işlerine ABD müdahalesi döneminin artık geride kaldığını” belirtmişti. “ABD’nin artık eşit bir ortaklık istediğini” ve bölge halklarına bundan sonra “kendi şartlarını dayatmaycaklarını” söylemişti.

Bunu Brezilya ve Venezuella işçilerine ve halklarına tekrar söyleyin. Bunu, 29 Haziran’da Kuzey Amerika Güvenlik ve İşbirliği Liderler Zirvesi için liderleri Ottowa’da olacak Meksika, Kanada ve ABD işçilerine ve haklarına söyleyin.  Toplantı, —bütün iş yasalarını, kamu hizmetlerini ve işletmelerini, çevre mevzuatlarını “serbest ticarete bariyer” olarak kabul ederek parçalayan– Trans-Pasifik Ortaklığı (TPP) anlaşmasının  hedeflerini ilerletmek için adım atmayı amaçlıyor.  Tüm bunlar, ABD finans sermayesinin ve Büyük Sermayeli Şirketlerin hizmetinde olan çokuluslu şirketlerin  ve bütün ABD hükümetlerinin dayatmasıdır.

ABD, Venezuella ve Brezilya’dan Elini Çek!

TPP’ye hayır!

 

Brezilya’da gelişmekte olan darbeye karşı; demokrasi ve işçi haklarına destek önergesi

Aşağıdaki önerge, San Francisco İşçi Konseyi (AFL-CIO) İcra Komitesi tarafından 2 Mayıs’ta kabul edilmiştir. Göreceğiniz üzere, önerge Konsey’in Brezilya’da gelişmekte olan darbeye güçlü muhalefetini onaylamakta; diğer sendikaları ve işçi örgütlerini benzer bir duruş almaya ve sendikaları, ABD işçi hareketinin darbeye olan muhalefetini ve bu ülkedeki işçi hakları ve demokrasi için kararlı desteğini göstermesi için işçi delegasyonları örgütlemeye davet etmektedir.

Dayanışma mesajlarının olabildiğince hızlı biçimde CUT (Brezilya İşçi Konfederasyonu) Başkanı Vagner Freitas (vagner@cut.org.br) vasıtasıyla, bir kopyasının da (emily@sflaborcouncil.org) adresinden Emily Nelson’a olmak kaydıyla, CUT sendika federasyonuna gönderilmesi acil bir ihtiyaçtır.

Yüz binlerce sendikacı ve işçi sınıfı destekçileri 1 Mayıs’ta darbeye karşı durmak, sosyal ve demokratik haklarını korumak ve geliştirmek için tüm Brezilya’da alanlarda toplandı. 10 Mayıs’ta CUT, İşçi Partisi (PT), Topraksız Köylüler Hareketi (MST) ve “Brezilya Korkusuzlar Cephesi”nin inisiyatifiyle Ulusal Grev ve Eylem Günü organize edildi.

Brezilya’da işçi sınıfı örgütleri ve gençlik Rousseff’i devirmek isteyen hükümet darbesine karşı sokaklarda; emperyalizm destekli oligarşinin bütün kurumları ise birbirine girmiş durumda. PT’li Devlet Başkanı Dilma Rousseff’i devirmek isteyen darbecilerin önderlerinden Meclis Başkanı Eduardo Cunha, Cumhuriyet Başsavcısının talebi üzerine suçlu bulunarak Federal Yüksek Mahkeme tarafından görevden alındı. Ancak, Meclis’teki kanunsuz oylama iptal edilmedi. Rousseff’i öncelikle 6 ay süreyle görevden alacak ve yerine öbür darbeci olan Temer’i bu göreve getirecek olan oylama Senato’da yapıldı ve Dilma görevden alındı. İşçi sınıfı, topraksız köylüler ve gençlik ayakta ve barikatlarda! Her an her şey olabilir.

Brezilya’daki darbeye karşı harekete geçen milyonlarca insan, demokrasi ve işçi hakları mücadelesinde pes etmiyor. Şu anda uluslararası işçi dayanışmasına ihtiyaçları var.

Dayanışmaya destek verin!


Brezilya’da gelişmekte olan darbeye karşı; demokrasi ve işçi haklarına destek önergesi:

17 Nisan 2016 tarihinde, 367 meclis üyesinin “evet” oyuyla Brezilya Temsilciler Meclisi, Brezilya halkının demokratik ve sosyal haklarını ortadan kaldırmak için hukuk dışı araçlar kullanarak, seçimlerde yenilgiye uğratılan sağcı güçlerin emrinde, Başkan Dilma Rousseff’in meclis soruşturmasını ulusal Senato’ya havale etme kararı aldı.

Şu anda sürmekte olan darbenin sözde gerekçesi yolsuzluk ve rüşvete karşı savaş -ancak hukukçular ve akademisyenlerin yanısıra politikacılar ve dünya genelindeki sendika liderleri tarafından da kabul edildiği üzere bu tam bir düzmece. Sarney ve Cardoso hükümetlerinin eski kabine üyesi ve muhafazakar PSDB partisinin kurucusu olan Luiz Carlos Bresser Pereira bile şu sözlerle kabul etmiştir ki “Eğer Senato Başkan Rousseff’in meclis soruşturmasını onaylasaydı, Brezilya geriye gidecekti. Herhangi bir suçtan dolayı mahkemede hüküm giymemiş bir Başkanı, Operation Car Wash rüşvet skandalına karışmış bir Başkan Yardımcısıyla [Michel Temer] değiştiriyor olacaktık.” (Folha de Sao Paulo, 1 Mayıs 2016)

23 Mart’ta CUT sendika federasyonunun Başkanı Vagner Freitas “Başkan Dilma’yı iktidardan düşürme girişimi demokrasiye karşı bir saldırıdır. Yapmak istedikleri tüm haklarımızı yok etmektir” ifadeleriyle uluslararası bir çağrıda bulundu.

24 Mart’ta, AFL-CIO Başkanı Richard Trumka “AFL-CIO, Brezilya’da kapsamlı bir demokrasinin inşa edilmesi için düzenlenmiş olan ilerici politikaların ve kazanımların geçersiz kılınması çabalarını  şiddetle reddediyor. (…) Brezilya’da siyaset ve ülke ekonomisinin şu anki durumuyla ilgili birçok geçerli eleştirinin varlığına rağmen, bu durum demokratik biçimde seçilmiş bir Başkanın meclis soruşturmasına uğratılmasını haklı çıkarmaz” diyen bir açıklama yaptı.

Milyonlarca işçi, öğrenci, topraksız köylü ve diğerleri geçen altı hafta boyunca  İşçi Partisi (PT), CUT, Topraksız Köylüler Hareketi (MST) öncülüğünde darbeyi durdurmak ve Brezilya oligarşisinin kararnameler yoluyla Ulusal Kongre’de bekleyen onlarca işçi sınıfı düşmanı yasa tasarısını uygulamaya koymasını ve ülkeyi 1964-1980 askeri diktatörlük rejiminin karanlık günlerine döndürmeye çalışmasını engellemek için tüm Brezilya’da sokakları zapt etti.

Bu sebeplerden, San Francisco İşçi Konseyi’nin, Brezilya’da Başkan Dilma Rousseff’e karşı gelişen darbeye kesin bir biçimde muhalefet etmesine ve tüm işçiler ve örgütleriyle, özellikle darbeyi durdurmak için mücadele eden CUT’la dayanışmayı yükseltmesine;

San Francisco İşçi Konseyi’nin, Kaliforniya İşçi Federasyonu’nu ve bağlı sendikalarını darbeye karşı kesin bir biçimde muhalefet yapmaya davet etmesine;

San Francisco İşçi Konseyi’nin, San Francisco’daki Brezilya Konsolosluğu’na bu kararı bildirmek için ve kararın Brezilya’daki ilgili makamlara hızla ulaştırılmasını sağlamak için bir delegasyon oluşturmasına; aynı zamanda, Kaliforniya’daki merkezi işçi konseylerinin ve sendikaların, Brezilya konsolosluklarına Brezilya’daki işçi hakları ve demokrasiye olan şaşmaz desteğimizi ifade etmesi için acilen delegasyonlar oluşturmasını sağlamaya KARAR VERİLMİŞTİR.

Alan Benjamin (OPEIU Yerel 29) tarafından sunulmuş ve 2 Mayıs 2016’da San Francisco İşçi Konseyi İcra Komitesi tarafından kabul edilmiştir.

Saygılarımla,

Tim Paulson

İcra Direktörü

San Francisco İşçi Konseyi (AFL-CIO)

AFL-CIO onerge-s.1AFL-CIO onerge-s.2

Brezilya’daki mücadelede tarafsız olunamaz!

Yıllardır hem ülke içi politikalarında hem de dış politikasında kapitalizmden ve emperyalizmden kopamayan PT (İşçi Partisi) hükümetleri ve şimdi de PT koalisyon hükümeti bu güçlerin şiddetli bir saldırısı altında. Askeri diktatörlük rejiminden kalan ve bugüne kadar kıllarına bile dokunulamamış olan çeşitli yasalar, bugün PT’yi hükümetten Dilma Roussef’i başkanlıktan indirmek amacıyla oligarşi tarafından devreye sokulmuş durumda. Tehdit altında olan sadece Dilma, Lula veya PT değil, aynı zamanda ülkede askeri diktatörlük rejimine karşı kahramanca mücadele etmiş olan CUT, yani milyonlarca üyeli işçi konfederasyonu.

Evet, işlerin bu noktaya gelmesi için gerek Lula gerekse Dilma ellerinden geleni yaptılar. Brezilya’da PT iktidarları boyunca halkın durumu elbette askeri diktatörlük rejimleri veya sağcı hükümetler altında olduğundan daha iyi. Zaten seçimleri de bu yüzden kazanıyorlar. Ama içerde büyük toprak sahiplerinin (latifundistler) devasa çıkarlarına hiç dokunamadıkları gibi, dışarda da Haiti’ye müdahale eden emperyalist işgâlcilere destek verdiler. Hatta orada asker bulundurmaya devam ediyorlar. Yani hem ülke kapitalizmiyle hem de emperyalizmle aralarını bozmamaya özen gösteriyorlar. Ama nereye kadar? İşte, kriz koşullarında Brezilya oligarşisi ve emperyalizm, PT ve CUT türü işçi örgütlerini istemiyor. Krize sağcı örgütlerle girmek istiyor, çünkü işçi haklarına şiddetli bir saldırı hazırlanıyor ve bu durumda bu örgütlerin varlığı bile emperyalizm için bir engel. Dolayısıyla tehlike büyük.

CUT Ulusal Başkanı Vagner Freitas’a dayanışma mektubunda, ABD işçi ve demokratik kamuoyunun meseleye nasıl yaklaştığını göreceksiniz. Umarız Türkiye sosyalist hareketi de “Onlar da hırsızlık yapmasalardı!” tarzındaki küçük burjuva ahlâkçılığından en kısa zamanda vazgeçer de bu tip durumlarla karşı karşıya kalındığında sınıf refleksiyle hareket etmeyi aklına getirebilir.

Evet, yıkılmak üzere olan Dilma hükümeti hâlâ bütçedeki kamu harcamalarını 6 milyar doların üzerine bir 7 milyar dolar daha kısmaya çalışıyor. Bu tam bir gaflet.

Ama sosyalistlerin görmesi gereken işçi örgütleriyle liderlikleri arasındaki farktır. Lula’nın ya da Dilma’nın politikalarına karşı çıkacaksınız, ama aynı zamanda başında oldukları örgütleri de savunacaksınız. Yoksa şu anda Brezilya sokaklarını dolduran ve Dilma’yı savunan milyonlarca işçiye ne diyeceksiniz? Onlar Dilma ya da Lula’dan çok kendi sınıf çıkarlarını savunmak için sokaklardalar.

Leninist politikalar somut durumun somut tahliline dayanır. Allende’nin politikalarının nasıl felaketle sonuçlanacağını biliriz, ama O’nu da askeri cuntaya ve emperyalizmin saldırısına karşı savunuruz. İç savaş sırasında İspanya Halk Cephesi’nin politikaları baştan felakete götürücüdür, bu politikaları eleştiririz, ama Franco’culara karşı Cumhuriyetçilerle birlikte savaşırız. Alman Komünist Partisi’nin Nazi iktidarı öncesi tutumu gibi “Hele bir Naziler Sosyal Demokratları devirip iktidarı alsınlar da biz sonra onların elinden iktidarı nasıl olsa alırız” aymazlığına düşmeyiz. Ya da Rusça konuşmak gerekirse, Kerenski hükümetinin politikasını zerre kadar desteklemeyiz ama Kornilov’a karşı birlikte savaşırız.

Bugün Brezilya’da benzer bir durumla karşı karşıyayız. “Solculuk” yapmanın yeri değil, sınıf mücadelesinde taraf olmaya ihtiyaç var!

CUT Ulusal Başkanı Vagner Freitas’a dayanışma mektubu

Darbeye hayır!

ABD Brezilya’dan elini çek!

Brezilya’daki sendikalı kardeşlerimizle dayanışma

Sevgili kardeşim Freitas,

Sevgili CUT üyesi kardeşlerim,

Sağcı güçlerin; seçimlerde uğramış oldukları yenilgiye rağmen, Brezilya halkının demokratik, sendikal ve sosyal haklarını ortadan kaldırmak için hukuk dışı yöntemlere başvurarak PT (İşçi Partisi) hükümetine, Brezilya işçi sınıfına ve örgütlerine – özellikle CUT’a (Brezilya İşçi Konfederasyonu, askeri diktatörlük rejimine karşı mücadele sırasında kurulmuş olan milyonlarca üyeli işçi konfederasyonu – ç.n.) – karşı planladıkları darbeyi dünyadaki milyonlarca emekçi gibi biz de kaygıyla izliyoruz.

Bu kavgada; yani Brezilya oligarşisinin güç gösterisini durdurmak ve kararnameler yoluyla yıllardır Parlamentonun tozlu raflarında duran onlarca işçi sınıfı düşmanı yasa tasarısını gündeme taşımalarını ve ülkeyi 1964-1980 askeri diktatörlük rejiminin karanlık günlerine döndürmeye çalışmalarını engellemek için yürüttüğünüz bu mücadelede sizin yanınızdayız.

Kardeşim Freitas, – 23 Mart Uluslararası Çağrı’nda dile getirdiğin gibi- “İçinde bulunduğumuz an işçi sınıfına karşı olan darbeye karşı koymak için cesaret, birlik, strateji ve isteklilik gerektiriyor. Başkan Dilma’yı devirmeye kalkışmak demokrasiye saldırıdır. Onların istediği bütün haklarımızı yok etmek” açıklamana katılıyoruz.

Amerika’daki sendika militanları ve işçi hakları savunucuları olarak bizler, Amerikan hükümetinin ve Amerika’nın -1964’te Brezilya’da darbeyi destekleyen ulus ötesi şirketlere dayanan- rolünü çok iyi biliyoruz tıpkı Şili’de Salvador Allende’nin (Eylül 1973), Haiti’de Jean-Bertrand Aristid’nin (Şubat 2004) ve Honduras’ta Manuel Zelaya’nın (Haziran 2009) demokratik bir biçimde seçilmiş hükümetlerini deviren darbeleri kışkırtmakta oynadığı çirkin rolün farkında olduğumuz gibi.

Amerika’daki güçlü ekonomik menfaatlerin bugün Brezilya halkına ve ulusuna bu saldırıyı başlatan Brezilya’daki darbe entrikacılarının arkasına dizildikleri konusunda hiçbir şüphemiz yok. Hepsine “ABD Brezilya’dan elini çek!” diyoruz.

CUT’un, darbeye karşı ve işçi haklarının savunulması için Brezilya genelinde fabrikalarda genel kurullar örgütlediğini ve büyük şehirlerin gecekondu mahallelerinin sakinlerince kabul edilmiş bildirilerin olduğunu öğrenmek bizleri cesaretlendiriyor. Bildiriler şunu söylüyor:

“Nefret söylemiyle sokağa çıkanlarla hiçbir ortaklığımız yok. Sözde ‘rüşvete karşı mücadele’ eden faşistler ve onların asalak takımı sadece kendi ceplerini doldurmak için kamu sektörünü ve Devleti zayıflatmak, yasallık ve demokrasiyle bağları koparmak ve işçi sınıfı ve ezilenleri bastırmak istiyor.” (Sao Paulo Banliyöleri Manifestosu, 22 Mart)

Demokrasi ve işçi hakları için bu kararlı mücadelede yanınızdayız. Lütfen darbeye karşı direnen ve demokratik haklarını ve işçi haklarını savunmak ve genişletmek için mücadele eden bütün üye ve destekçilerinize dayanışmamızı ulaştırın.

Dayanışmayla,

Alan Benjamin
ABD Brezilya’dan Elini Çek kampanyası koordinatörü
San Francisco İşçi Konseyi Yürütme Kurulu üyesi (*)
San Francisco, Kaliforniya

San Francisco İşçi Konseyi (AFL-CIO)
San Francisco, Kaliforniya

Hermandad Mexicana Nacional
(ç.n.-Güney Kaliforniya’daki Latin toplulukların hakları için mücadele eden örgüt) Los Angeles, Kaliforniya

Tim Paulson
San Francisco İşçi Konseyi (AFL-CIO) Yönetim Kurulu Başkanı
San Francisco, Kaliforniya

Nancy Wohlforth (*)
Büro ve Fikir İşçileri Sendikası (OPEIU) emeritus Mali Sekreteri
Washington, D.C.

Baldemar Velasquez
Tarım İşçileri Örgütlenme Komitesi (FLOC) Başkanı
Toledo, Ohio

Donna Dewitt (*)
Güney Karolina AFL-CIO emeritus Mali Sekreteri
Charleston, Güney Karolina

Colia Clark
Adli Şiddet Sempozyumu Organizatörü
Haiti-Guadelupe Kampanya Komitesi Koordinatörü
New York, New York

Gene Bruskin
ABD Savaşa Karşı İşçi Cephesi (USLAW) Kurucu üyesi,
Ulusal Yazarlar Sendikası (NWU)/Birleşik Otomobil İşçileri Sendikası (UAW) üyesi (ç.n.-1981’de kurulan yazarlar sendikası NWU, işçi hareketinin parçası olmak istediğinden 1991’de UAW üyesi olmuştur)
Washington, D.C.

Michael Eisenscher (*)
ABD Savaşa Karşı İşçi Cephesi (USLAW) eski Ulusal Koordinatörü
Oakland, Kaliforniya

Carol Gay (*)
New Jersey Eyaleti Sendikal Konseyi
Newark, N.J.

Fred Hirsch (*)
Güney Körfezi İşçi Konseyi delegesi
Santa Clara ve San Benito Kantonu Yapı ve İnşaat İşleri Konseyi delegesi
San Jose, Kaliforniya

Jerry Gordon (*)
Birleşik Gıda ve Parekende Satış İşçileri Sendikası (UFCW), Emekli
Cleveland, Ohio

Maria Guillen (*)
SEIU 1021 Bölgesi San Francisco İşçi Konseyi Delegesi
Güney San Francisco, Kaliforniya

Peter Olney (*)
Uluslararası Liman ve Antrepo İşçileri Sendikası (ILWU) eski Örgütlenme Başkanı
San Francisco, California

Allan Fisher (*)
San Francisco İşçi Konseyi Delegesi, AFT 2121
San Francisco, Kaliforniya

Al Rojas
Göçmen Meksikalılar Cephesi Başkanı
Sacramento, Kaliforniya

Jerry Levinsky (*)
İşçi Direniş Ağı Yürütme Kurulu Üyesi
Amherst, Massachusetts

Thomas Bias (*)
New Jersey Eyaleti Sendikal Konseyi
Flanders, New Jersey

Eduardo Rosario (*)
Latin Amerika’nın Gelişmesi için NewYork şehri İşçi Konseyi Başkanı
New York City

(*) işaretli ünvanlar ve örgüt isimleri sadece imzacıyı tanıtma amacıyla belirtilmiştir.

*****

Brezilya sendikası CUT’un Ulusal Başkanı Vagner Freitas’a Dayanışma Mektubu imzacılarının listesine isminizi eklemek için aşağıdaki bilgileri ABD Brezilya’dan Elini Çek Kampanyası‘nın mail adresine ya da iletisim@pgbsosyalizm.org adresine gönderebilirsiniz.

İSİM: ………………………………………………………….
ÜNVAN/ORGANİZASYON: ……………………………..
ŞEHİR ve ÜLKE: …………………………………………..
E-MAİL: …………………………………………………………

ABD Brezilya’dan Elini Çek Kampanyası
E-mail: UnityandIndependence@earthlink.net
Adres: PK Box 40009 San Francisco, CA 94140 Amerika