Dilma’nın Senato kararıyla görevden alındığı tarihten bu yana neler oluyor?
Uluslararası Komünist Hareket’ten bir militanın bize gönderdiği notlar:
(…) “Kararın hemen ardından, ülkenin her yerinde henüz hiçbir örgütün çağrısı olmadan kendiliğinden kitle gösterileri patlak verdi: Sao Paulo’da 30 bin, Rio’da 15 bin, Porto Alegre’de 10 bin kişi… 1964 askeri darbesinin uğursuz anısını canlandırır tarzda silâhlı atlı polisler kitlenin üzerine sürüldü. Ülkedeki hiçbir işçi ve halk örgütü başında mafyacı Temer’in bulunduğu bir hükümetin meşruluğunu kabul etmiyor.”
(…) “Ülke çapında, hükümet darbesine karşı çok büyük bir öfke var. Darbe henüz başarıya ulaşamadı. İşçiler, yoksul köylüler ve gençler darbeye karşı direnmenin yollarını arıyorlar. Gün, direniş günüdür. Biz, bulunduğumuz bütün eyaletlerde ve bölgelerde bu direnişi somutlaştırmak için şu şekilde hareket ediyoruz: Darbenin boğulması için Genel Grev! Darbeye karşı mücadele komitelerinin yaygınlaştırılması!, Temer defol!, Kahrolsun hükümet darbesi!, Söz halka geri verilsin! Bunlar için tek bir acil talep: Egemen bir kurucu meclis! Bunu hayata geçirmeninse tek yolu var: İşçiler, topraksız köylüler ve gençler kendi örgütleriyle birlikte Genel Greve!
(…) “Her yerde; fabrikalarda, atölyelerde, devlet dairelerinde, okullarda, hastanelerde, otellerde, bütün hizmet sektöründe, işgal edilecek topraklarda hükümet darbesine karşı bir kurucu meclis için birleşik mücadele komiteleri! Hükümet darbesine karşı mücadele içine girmiş komitelerin delegeleriyle bir ulusal Halk Meclisi!”
(…) “İşçi ve halk örgütlerinin önünde iki yol var: Ya darbecilerin yargı kurumları tarafından – ki bu kurumların bugüne kadar parçalanmamış olması PT’nin Lula ve Dilma önderliklerinin ağır suçudur- saptanan 180 günlük mahkeme sürecinin sonlanması süreci beklenerek karara boyun eğilecek. Kaldı ki bu çürümüş kurumlardan işçiler, halk ve gençlik için olumlu bir karar beklemekten büyük bir gaflet olamaz.
Ya da, darbecilere karşı milyonlar tarafından en az altı aydır defalarca haykırıldığı gibi duruma bu kitleler tarafından el konulacak ve halk egemenliği üzerine kurulu bir politik çıkış yolu açılacaktır.”